Her şeyin birden bire güncellendiği, değiştiği bir süreçteyiz. Bu evrenin kanununda hep vardı: DEĞİŞİM!

Bana göre değişime, yenilikçiliğe açık olmayanlar bir zaman sonra kaybetmeye mahkum olanlardır. Değişim; sadece işletmeler için değil insanlar için de geçerlidir. İnsanlar bol bol okudukça, filmler izledikçe, şehirler, ülkeler gezdikçe hem kendilerini geliştirirler hem de değişime uğrarlar. Değişim bir yandan psikolojik olarak da insanlara iyi geldiğini düşünmekteyim. Bana göre değişim yaşam heyecanımı artıyor ve daha da mutlu olmamı sağlıyor.

İnsanların karakter konusu hariç her şeyi değişmelidir. Yaşamak için değişime ayak uydurmak önemlidir.

İşletmerin ise şunu bilmesi gerek! Müşteriler en çok farklı şeylere rağbet ederler ve ilgi gösterirler. Haliyle ilgi ve rağbet gören işletmerin aylık cirolarında da farklılıklar oluşacaktır. Standart, sürekli aynı şeyi uygulayan işletmeler yerlerinde saymaktan başka bir şey yapamazlar. Diğer türlü farkçılıkçı düşünen, gelişime ayak uyduran firmalar farklı maceralara gireceklerdir. Buda çalışma hazzını ve çalışma aşkını artıracaktır. İşini çok seven insanlarda işlerine karşı tutku oluşur. Tutku ise yaşadığımıza dair bir kanıttır.

Kaç yaşına gelmelerine rağmen çalışan gene de işlerinin başında duran büyüklerimiz evde yatıp film izlemek yerine, çay içmek yerine neden her sabah kalkıp işlerine gidiyorlar?

Onlar bir tutku arıyorlar. Sürekli uğraşacakları, çalışacakları, meşgul olacakları bir tutku arıyorlar.

Eğer bir tutkun olmasa yaşamanın ne anlamı var ki?